19 Haziran 2014 Perşembe

Ahh Marilyn ve Chanel No5

   Hamileyken çevremdeki herkesten (en çok da annelerden) en çok duyduğum cümle ' Ayy bunlar iyi zamanların , bi doğsun hiç bir şey yapamassın , saçını bile tarayamassın' dı, bazen sadece gülümseyerek ve bazende 'bi gelsin de sağ sağlim bakalım ' diyerek cevap verdim. Bir yandan da düşündüm  , karnımda taşıdığım yolda bile gördüğümüzde içimizi kıpır kıpır yapan şeker eğlenceli bir canlı değilde kesinlikle bir canavar, Alien , kesin ...
 Hiç bir zaman çok ciddiye almadım bu söylenenleri çünkü bu kadar nalet , bu kadar hayattan seni soğutacak, saçını bile taratmayacak bir şeyse bu neden çok isteyerek ikinci çocuğu da yapıyorsun. Tamam kabul ediyorum çok sorumluluk gerektiren , çok yoran , çok meşakkatli bir durum bir bebek büyütmek, bir çocuk büyütmek. Ama zevkli tarafları o kadar çok ki. Ben hamileyken bu pozitif tarafları o kadar az duydum ki hiç duymadım da diyebilirim yani o derece...Bu kadar negatif düşünce ve söylenti havalarda uçuşurken arada 'yoksa gerçek olabilir mi ki ' diye kendime sorduğum oldu. En çokta kitap okumaya vaktim olur mu dedim kendi kendime . Arada gerçek olma ihtimalini düşünerek çok büyük bir korkuya kapıldığım bile oldu. Çünkü ben kitap okumadan yaşayamam. Aylarca sürünse bile illa bir kitap okumalıyım , çantamda , yatağımın başucunda illa olmalı. Eee durum böyleyken tabii ki de en korktuğum şeylerden biri buydu.
  Ama hiç korktuğum gibi olmadı (anlatılan , söylenen hiç bir şey olmadı) . Kitap okumaya ara vermek şöyle dursun Buse doğduktan sonra çok daha fazla okur oldum. Emzirirken, o uyurken, gece uykudan önce devamlı okudum. Ve Buse yaramaz ve hırçın olmayan ama son derece hareketli ve anneyle oyun oynama bağımlısı bir çocuk. Devamlı dibimde olacak ... Zaten elimde kitap görmeye o kadar alıştı ki eline kendi kitaplarını verdiğim zaman sayfalarını çeviriyor ve her resimde biraz daha mutlu oluyor.
  Bu kadar uzun bir giriş yapmamın en büyük sebebi ' okumaya vakit bulamıyorum ' a cevap vermek. Okumak istiyorsan kesinlikle buluyorsun. Bazen günde sadece bir sayfa bile yetiyor. ' Okumayı sevmiyorum ' ya da 'okumak istemiyorum'u en güzel kamufle şekli 'hiç vaktim yok' ... Eğer istiyorsan o vakit her zaman vardır.Facebookta bütün gün candy crash patlatıp vakti olmayanları çok iyi anlıyorum. Ama onun dışında okumak için her zaman tatlı bir beş dakika vardır....Dönemsel olarak isteksiz olanlara canı gönülden katılıyorum. Çünkü çok ağır ve sıkıcı bir kitabı bitirdikten sonra bir süre bende elime kitap almıyorum, alamıyorum...

   Ve ben sanırım en çok biyografi okumayı seviyorum. En son okuduğum otobiyografi Turhan Feyizoğlu'nun kaleme aldığı ' ahh Marilyn' di. Benim için büyük hayal kırıklığı ve zaman kaybıydı bu kitap malesef. Sevemedim, öyle bir çırpıda keyif alarak bitiremedim. Otobiyografi olarak, hele de Marliyn  otobiyografisi olarak kesinlikle çok yetersizdi. Googledan arattırıp her siteden ufak bir parça alıp okumuş gibiydim. daha çok mahalle gününde herkesin Marliyn hakkında bildiği bir dedikoduyu anlatması gibiydi. Ama ne olursa olsun verdiği emek için yazarına teşekkür ederim yine de okumuş olmak güzeldi...



      Her okuduğun kitapta aklında kalan bir şeyler oluyor mutlaka . Ya da aslında daha önce duyduğun ama çoktan unuttuğun bir şeyler... Bu kitapta da hatırlamaktan en çok keyif aldığım kısım Marliyn 'in Chanel No:5 için sarf ettiği efsanevi cümlelerdi...

    Marilyn Monroe için art deco şişeli Chanel No5 tam anlamıyla bir tutkuydu. İşte bu yüzden kendisine 'Geceleri yatakta ne giyiyorsunuz ? gecelik mi yoksa pijama mı ? ' diye soran edepsiz gazeteciye çırılçıplak yattığını söylemiş üstelediğinde de ' Geceleri üstümde hiç bir şey olmaz ; bir kaç damla Chanel No5'ten başka.Bu gerçeğin ta kendisidir' demiş.



Dünyanın en güzel kadınlarından biri olan ve benimde çok hayran olduğum Marilyn'e bu kokunun kimseye yakışmadığı kadar çok yakıştığını hayal ediyorum. Ve bazı kokular kesinlikle bir çoğumuz için mutlaka birileri ile özleşmiştir  , hani annenin yıllardır kullandığı kokuyu bir yerde duyduğun zaman hissettiğin gibi işte bende Chanel No5 i ne zaman duysam aklıma Marilyn Monroe'nun bu iddialı cümleleri geliyor...





 Haaa bu arada olurda kitabı okumak isteyen olursa seve seve hediye edebilirim...
Paylaş

5 yorum :

  1. teşekkürler,
    kitap okumayı severim ama zorla okunanları değil!
    ayrca biyografi,otobiyografi,nehir söyleşisi en sevdiklerimden.
    demek ki napmıcamı buldum.
    o kucağındaki güzellik tam öpülesi maşallah:)
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bende zorla okunanlardan hiç hoşlanmam :) kucağımda ki güzellikte sizi öpüyor ...
      birde ben nehir söyleşisini bilmiyorum , utandım şimdi :)

      Sil
  2. Çocuklarımızın bir çok şeye aslında engel değil de teşvik sebebi olduğunu fark ediyorumbazen..mesela çocuklarım evde olmadıkları zaman yaptığım şeyler o kadar az ki!..

    Ama onlar varken yapacak bir şey mutlaka gelir aklıma..
    Bazen kavga bazen gürültü içinde yaoptığım o kadar şey var ki..

    Arzum çocukları engel olarak değil tam aksine azme dönüşütürüyor..illa yapıcam neden yapamayayım bu gün şimdi değilse ne zaman sorusuna cevaben..

    Onlarla birlikte yaşama gerçeğini kabullenemeyenler(ki ben de bu dönemi yaşadım)negatif konuşanlardır..oysa onlarda varken mutlaka elbette üretilir,kitap okunur,ev boyanır vs..zor olsa bile..çocuklarımız bize ait hayatımızın parçası ve biz onların sonsuza dek anneleri olarak kalacağız..

    Hepsi bu.

    Yavruna maşaAllah Serracım..sevgilerimi bıraktım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahh Sevgi'cim çok özledim seni, yazılarını yorumlarını...Hep mi iyi yüreklisin sen ...Hep mi uzlaşmacı... Harikasın

      Sil
  3. kıtap okumak sahane ama ısteyerek okunya atrı bır zevk..hele ay bıtsın dıye okuyorsam ıste onu okuyamıyorum..hamılelık ve cocukla ılgılı soylenecek tek sey hayat ç.ö ve ç.s olarak ıkıye ayrılıyor :)) sevgıler

    YanıtlaSil